Kalp hastalıkları ve Sağlıksız Beslenme
Sağlıksız beslenme me sonucu meydana gelen kapl hastalıkları ,Doymuş yağlar, trans yağ ve kolesterol açısından yüksek bir diyet yemek, kalp hastalığı ve ateroskleroz gibi ilgili durumlarla bağlantılıdır. Ayrıca diyette çok fazla tuz (sodyum) kan basıncını yükseltebilir. Yeterli fiziksel aktivite yapmamak kalp hastalığına yol açabilir. Sağlıksız beslenme, sağlıklı, zinde ve hastalıksız kalmak için günlük hayatta mutlak dikkat edilecek bir sorundur. Sağlıksız diyetler, vücuda maksimum uygun sağlık için doğru miktarda ve çeşitte protein ve besin vermez. Çok fazla kalori alımı sağlıksız bir diyete yol açar ve bu da kan basıncını arttırır. Çok düşük kalori-besin oranına yol açar, bu da kilo almaya ve ayrıca çeşitli sağlık sorunlarıyla birlikte yetersiz beslenmeye yol açar.
Sağlıksız beslenme kronik hastalıklara, hipertansiyona, kansere, diyabete, osteoporoza ve kardiyovasküler hastalığa neden olur. Bu nedenle doktorlara göre sağlıksız beslenme alışkanlıklarından kaçınılmalı ve hemen terk edilmelidir.
Neden Sağlıksız Diyetten Kaçınmalıyız?
Yetersiz beslenme, yetersiz fiziksel aktivite ve tütün kullanımı gibi risk faktörlerine maruz kalma ile kardiyovasküler hastalıkla arasındaki bağlanıyı hepimiz biliyoruz. Bu risk, obezite, yüksek tansiyon, diyabet ve düşük kardiyo-solunum zindeliği gibi biyolojik faktörler tarafından daha da artırılır. Kardiyovasküler hastalık ölüm oranları bu nedenle geçmişte bir noktada karşılaşılan riskleri yansıtma eğilimindedir.
Obeziteye neden olur. Meyveler, şeker, işlenmiş karbonhidratlar ve hayvansal yağ gibi besleyici yoğun gıdaların artan alımı obeziteye yol açar. Besin eksikliği, sağlıksız beslenmenin bir başka zararlı etkisidir. Hastalık başka bir faktördür. Yetersiz beslenme kalp hastalığı, diyabet ve kanser gibi hastalıklara yol açar. Kalsiyum eksikliği kemikleri zayıflatır, A ve C vitamini eksikliği vücudun bağışıklık sistemini baskılar ve kişiyi hastalıklara karşı savunmasız bırakır. Sağlıksız beslenme, koroner arterlerde kalp krizlerine neden olabilecek plak oluşumuna katkıda bulunduğundan koroner arter hastalığı riskini artırır. Koroner Kalp Hastalığı,ciddi Bir Sorundur.
Yağlar ve kalp hastalıkları
Diyet yağlarının yüksek alımı, kardiyovasküler hastalık (CVD) geliştirme riskini güçlü bir şekilde etkiler.
Süt ürünlerinde ve ette yaygın olarak bulunan doymuş yağ asitleri, kolesterol seviyelerini yükseltir. Ayrıca, araştırmalar endüstriyel olarak sertleştirilmiş yağlarda bulunan trans yağ asitlerinin koroner kalp hastalığı riskini artırdığını da göstermiştir. Trans yağ asitleri dünyanın birçok yerinde yayılmadan elimine edilmiş olsa da, derin yağda kızartılmış fast food ve unlu mamullerde hala bulunmaktadır.
kardiyovasküler hastalık geliştirme riskini azaltabilen çoklu doymamış yağ asitleri
Diyetteki doymuş yağ asitlerinin en etkili ikamesi, kardiyovasküler hastalık geliştirme riskini azaltabilen çoklu doymamış yağ asitleridir (PUFA’lar). Özellikle soya fasulyesi ve ayçiçek yağlarında olduğu kadar yağlı balıklarda ve bitkisel gıdalarda da bulunurlar. Çoklu doymamış yağ asitlerinin, özellikle kan basıncı, kalp fonksiyonu, kan pıhtılaşması ve inflamatuar mekanizmalar üzerinde birçok olumlu etkisi vardır.
Bu kanıtların çoğu balık tüketimi çalışmalarının bir sonucudur. Belirli bir çalışmada, kalp krizinden kurtulan bir grup hastaya birkaç yıl boyunca balık yağı verildi. Balık yağı almayan hastalarla karşılaştırıldığında, bu grup toplam mortalitede %20, kardiyovasküler ölümde %30 ve ani ölümde %45 azalma sağlandı.
Kolesterole dikkat
Hücre zarlarının ve bazı hormonların temel bir bileşeni olan kolesterol, karaciğer tarafından üretilir, ancak aynı zamanda süt ürünleri, et ve yumurtalarda da bulunur. Kandaki yüksek miktarda belirli bir kolesterol türü (Düşük Yoğunluklu Lipoprotein veya LDL), kan akışını kısıtlayabilen ve kalp sorunlarına neden olabilen atardamarlarda birikmesine neden olabilir. Diyet kolesterolünün kardiyovasküler hastalık ile ilişkili olup olmadığı açık değildir, ancak aşırı alımdan kaçınılması önerilir. Aslında kolesterol, karaciğer tarafından yeterli miktarda üretildiği için diyette gerekli değildir.