romantik tehlike kokulu mumlar , oda spreyleri
Bazı mum çeşitlerinin, toksik etki yarattığı gerekçesiyle yasaklanması gündemde. Mum üreticilerinin her zaman sağlık için gerekli olan standartlara uymadığı söyleniyor.
Mumlar bulundukları ortama sıcaklık ve koku getirir, titrek alevleriyle romantik bir hava yaratır, sinirleri gevşetmeye yardımcı olur. Ancak tehlikeli toksinler taşıyan ve is yayan bazı mumlar yetkilileri harekete geçirdi. Amerikan hükümeti, bazı mum çeşitlerinin yasaklanmasını önerdi.
Mumlardan daha hoş, daha büyülü birşey olabilir mi? Doğum günlerinde, kutlamalarda, dilek tutarken ya da dua ederken, insanoğluna tarihin her döneminde eşlik etmiş olan mumlar, dekorasyonun da ayrılmaz bir parçası. Geçtiğimiz yüzyıla kadar aydınlatma aracı olarak işlevsel niteliğiyle öne çıkan mumlar, son yıllarda lavanta, çam, deniz ya da meyve kokularıyla bambaşka bir özellik kazandı.
Kurşun fitilli mumlar toksik
Ancak mumlar hakkında da çeşitli iddialar ortaya atıldı. Kurşun fitilli mumların toksik emisyona neden olduğunu açıklayan Michigan Üniversitesi araştırmacıları, bu mumların Çevre Koruma Örgütü’nün izin verdiği standartların üzerinde emisyon yaydığını ortaya koydu.
Geçtiğimiz yıl Amerikan Tıp Derneği’nin yayın organında yayınlanan bir başka çalışmada mumlardan yayılan dumanın tehlikeli miktarda kurşun içerdiği belirlendi. Bunun üzerine ABD’de metal fitilli mumlara yasaklama getirildi.
Birkaç ay önce mumlar üzerinde incelemelerine başlayan Tüketim Maddeleri Güvenlik Komisyonu tehlikenin boyutlarının sanılanın da üzerinde olduğu sonucuna ulaştı. Piyasada satılan mumların yüzde 40’ının metal fitillere sahip olduğu, bunların yüzde 10’ununsa yüksek kurşun emisyonuna neden olduğu anlaşıldı.
Bu mumların bir kısmı, 6 yaşın altındaki çocuklara zararlı olarak kabul edilen kurşun oranının tam beş mislini içermekte.
Yüksek oranda kurşuna maruz kalmanın beyinde ve merkezi sinir sisteminde hasara yol açtığı bildiriliyor.
Mumların kullanılış amacı, durumun ciddiyetini daha da ağırlaştırıyor. Mumların son yıllarda aromaterapik amaçlarla kullanılmaya başlandığını vurgulayan Dr. Jerome Nriagu, “İnsanlar sağlıklı yaşam için arkalarına yaslanıp mum kokusunu içlerine çekerken aslında kendilerini zehirlemekte olduklarının farkında değil” diye konuşuyor.
ABD mum üretiminin yüzde 95’ini elinde bulunduran Ulusal Mum Derneği’nin temsilcisi Marianne McDermott, mumların yüzyıllardan beri hiçbir soruna neden olmaksızın kullanıldığına işaret ederek, son yıllarda aromaterapi ürünlerine ve kokulu mumlara duyulan ilginin, henüz standartları belirlenmemiş bir endüstride problemlere sebep olduğunu ifade ediyor.
aromaterapi ürünleri ve kokulu mumlar toksik olabilir
Güvenlik tavsiyeleri
• Kurşun içermediğinden emin olmadıkça metal fitilli mumlar kullanmayın.
• Fitili 0.5 cm”den uzun bırakmayın.
• İs oluşumunu engellemek için mumları cereyanda bırakmayın.
• Güvendiğiniz markaların mumlarını satın alın.
• Yaktığınız mumun içeriğinde neler olduğunu öğrenin.
Amerikan mum üreticileri 1974 yılında kurşun fitil kullanmaktan gönüllü olarak vazgeçmişti. Ancak yakın zamanda kurşun fitil kullanımı yeniden gündeme geldi. Bunun nedeni, mumlara eklenen koku ve katkı maddelerinin metal fitilleri mecburi kılması. Bir iddiaya göre asıl sorun ithal mumlardan kaynaklanıyor.
Öte yandan aromaterapi ile mumların hiçbir ilgisinin olmadığını kaydeden yetkililer, mum üretiminde faydalı yağların kullanımı gibi bir durumun da söz konusu olmadığını söylüyor.
MUMUN KARANLIK YÜZÜ
Kurşun yaymasının yanı sıra mumlar aynı zamanda is oluşumuna neden oluyor. Özellikle kötü fitiller ve kalitesiz balmumu kullanımı, is üretimini artırarak hem sağlığa, hem de mal varlığına zarar veriyor.
McDermott’a göre sorun, insanların mumu kullanmayı bilmemesinden kaynaklanmakta.
İnsanların eskiden kapalı mekanlarda ateş yakarken çok daha dikkatli olduğunu vurgulayan McDermott, günümüzde buna hiç dikkat edilmediğini söylüyor.
NASA’da denizaltı mühendisi olan David Urban da aynı görüşü paylaşıyor. Orta Çağ’da mumlarla ilgili daha fazla kurallar bulunduğunu anlatan Urban, 1381’de geçerli olan İngiliz kanunlarına göre mum üreticileri ve satıcılarının kullandıkları balmumu ve fitillerin kalitesinden sorumlu tutulduğunu örnek gösteriyor. 14. yüzyıl İngiltere’sinde kalitesiz balmumu kullandığı belirlenen mum üreticisine verilen cezalar arasında ürettiği mumu evinin önünde yakmak, halk önünde teşhir etmek ve sürgün vardı.
Günümüzde mum üretimi üzerine yeterli standartlar bulunmuyor. Bu nedenle insanların mum alırken daha dikkatli olmaları gerekiyor. Ancak bunu söylemek, uygulamaktan çok daha kolay. Çünkü mum üreticileri, kullandıkları maddeleri etikette açıklamak zorunda değil, ayrıca kullandıkları aromaları “meslek sırrı” olarak addediyor. Bu da tüketicinin ne satın aldığını bilmesinin mümkün olmadığını gösteriyor.
Haber Yazarı;NTV-MSNBC
Kapalı ortamların temiz kokmasını sağlamak amacıyla sık sık kullanılan oda kokularının içeriğine dikkat edilmesi, özellikle yakılarak güzel koku sağlayan tütsü kullanımından kaçınılması gerektiği bildirildi.
İzmir Ege Sağlık Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı Doktor Gürkan Ertuğrul, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, oda kokuları kullanımının gittikçe yaygınlaşmasıyla birlikte karşılaşılan sağlık sorunlarının da arttığını söyledi.
”Mümkün olduğu kadar doğal yöntemlerin dışına çıkmamak en iyisi” diyen Ertuğrul, bu kokuların özellikle astım hastalarına alerjen etkisinin bulunduğunu ifade etti.
Ertuğrul, oda spreyi, koku önleyici kimyasallar, kokulu mum, tütsü gibi çeşitleri bulunan bu kokuların tümünün içinde çeşitli katkı maddeleri bulunduğunu, bunları alırken ve kullanırken bu içeriklere dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.
Koku veren maddeler içinde en fazla tütsüde ve kokulu mumlarda bulunan maddelerin sakıncalı olduğu uyarısında bulunan Ertuğrul, ”çünkü bunlar yakılarak kullanılıyor ve yaktığınız zaman da sağlık için zararlı etkileri ortaya çıkıyor.” dedi.
Kullanılan ürünlerin kalitesine dikkat edilmesi gerektiğine işaret eden Ertuğrul, buharlaştırma yoluyla ortama koku salan ürünlerin daha güvenli olduğunu söyledi.
Ertuğrul, oda kokularının kansere yol açtığı şeklindeki iddiaların hatırlatılması üzerine, ”kanserojen olup olmadığını anlamak için etken maddelerine bakmak lazım. Mesela paradiklorobenzen içeriyorsa, bunlar kanserojen maddeler. Mesela naftalinde de bulunuyor bu madde” dedi.
Torbalarda ya da keselerde kullanılan kurutulmuş çiçeklere uçucu gaz eklenmediği sürece sağlık için bir sakınca olmadığını vurgulayan Ertuğrul, özellikle sıkça yapıldığı gibi tuvalet kokularında kullanılan paradiklorobenzen içerikli maddeleri sıkmamak gerektiğini söyledi.
İçinde etken madde olarak kloroflorokarbon bulunan oda spreyleri ya da deodorantların çevre sağlığı açısından sorun yarattığının altını çizen Ertuğrul, ”yani sprey alırken de içindeki etken maddeleri iyi incelemek gerekiyor. Sonuçta bütün uçucu gazlar, alerjisi bulunan bireylerde sağlık için sorun yaratıyor, ama hep söylüyoruz, deodorant kullanırken sprey yerine mum ya da roller tarzı olanları tercih etmelisiniz” diye konuştu.
Ertuğrul, gebeler, emziren anneler ve küçük çocukların bulunduğu yerlerde bu tür koku veren maddelerin kullanılmaması gerektiğini dile getirdi.
Sağlık açısından güvenilir olması nedeniyle doğal aromatiklerin kullanılmasını öneren Ertuğrul, ”ama doğal olmayanlar kullanılacaksa da maddeyi yakmamak, sadece buharlaştırma ya da doğal yöntemlerle ortama salmak gerekiyor. Bunları yakarken, aslında içindeki hidrokarbonları yaktığınız için sağlığa son derece zararlı” dedi.
Dr. Ertuğrul, mekanın sık sık havalandırılıp temizliğe özen gösterilmesi durumunda ilave işlemlere çok fazla gerek olmadığını sözlerine ekledi.